Kalem Güzeli

Türk-İslam Sanatları

Edirne’de Hat Sanatı


Edirne’de Hat Sanatının Tarihçesi

Edirne’nin Osmanlı hakimiyetine girişinden yaklaşık yüzyıl önce, Bağdad’da Yakut’ül-Musta’sımi’nin yazdığı gerçek hüsn-i hat kaideleri, Anadolu’dan Rumeli’ye doğru çok uzun bir zamanda geldiğinden, Edirne’de, fethinden sonra geçen yarım asır için, yazının sadece okumak maksadiyle yazıldığına, daha sanat dalı haline gelmediğine fikir yürütülebilir.

Tespit edilen en eski Edirneli hattat, Fatih devri şöhretlerinden Yahya es-Sofi’dir.. Yahya es-Sofî’nin yetişdirdiği öğrencilerinden olan Edirneli hattatlar: Oğlu Ali Yahya es-Sofî, Kadıasker Mecdeddin ve Yakup Paşa İshak’tır .

Bu dönemden sonra son dönemlere kadar tespit edilebilen hattatların sayısı aslen Edirneli olanlar için 24’ü, sonradan yerleşenler için 30’u bulmuştur.

“Kıbletü’l-küttâb” diye anılan meşhur hattat Şeyh Hamdullah’la beraber, yazının kazandığı güzellik ve ahengin Edirne’deki tesirleri bilinememektedir. Ancak, II. Sultan Bayezid’in bu beldede yaptırdığı caminin kapısındaki 1488 tarihli kitabenin Zenbilli Ali Efendi tertibi ve Şeyh Hamdullah hattı olduğuna dair bir kayıt mevcuttur.

Hafız Osman Sonrası Edirne’de Hat Sanatı

Esasen, hat tarihi kaynaklarında, Hafız Osman zamanına kadar olan kısım, Edirne için umumiyetle karanlık geçmektedir. 1589 tarihli Kur’an-ı Kerim’i, bize, bu devrin şöhretlerinden birini tanıtıyor: Mustafa Süleyman el-Edirnevî .

İstanbul’un üstad hattatları, bazen bir vazife ile taşraya giderler ve bulundukları süre zarfında, yazı sanatı yönünden o beldeyi zenginleştirirlerdi. Edirne bu bakımdan bahtiyardır : Şeyh’den sonra gelen ikinci yazı dâhimiz Hafız Osman, hayatının bir kısmını burada geçirerek, hayli talebe yetiştirmiştir. Muhtemeldir ki, hemen her sene yazlık payitaht olan Edirne’de, Sarayın yazı hocalığını yapmıştır.

Şeyh Hamdullah’tan Hafız Osman’a kadar geçen sürede yaşayan ünlü hattatlar

Şeyh Hamdullah. Doğumu: 1429 – Vefatı: 1519.
Şükrullah Halife (XV.-XVI. asır).
Pîr Mehmet Şükrullah (Vefatı:1580).
Hasan-i Üsküdarî(Vefatı:1614).
Halid-i Erzurumî(Vefatı:1631).
Derviş Ali (Vefatı:1673)
Suyolcu-zâde Mustafa Eyyubî. Doğumu: 1619 – Vefatı: 1668
Hafız Osman Doğumu:1642 – Vefatı: 1698.

Hafız Osman’ın Edirne’de talebe yetiştiren çırakları:

Yedikule’li Seyyid Abdullah: Hafız Osman’ın en güzide çıraklarından olan bu kişinin, İstanbul’da yazı öğrenip, Edirne’ye gelerek Sarayda meşk hocalığı yaptığı kaynaklarda geçmektedir. Bir Hafız Osman silsilesi de, yine Yedikule’li yolu ile birkaç nesil sonra İstanbul’dan Edirne’ye gelmiştir:

Tusuf-i Rumî: Aslen Edirneli olduğu bilinmiyorsa da, Edirne’de idam edilen Küfrî Ahmed’in azadlısı oluşuna bakılırsa alâkası vardır. Sülüs ve neshi yazı biçimlerini Hafız Osman’dan yazmış, 1709 de vefat etmiştir. Usta bir kemankeştir.

Kevkeb Mehmed Efendi: Anadolu’dan İstanbul’a gelerek Hafız Osman’dan yazmış ve sonra Edirne’ye yerleşip ilerdeki nesillere hocalık edecek talebeyi yetiştirmiştir. Yazıları üstadı kadar işvelidir.. 1717’de vefat etmiştir.

Darp zâde Mustafa: Aslen Edirneli olup Hafız Osman’ın Edirne’de bulunduğu esnada kendisinden öğrenmiştir. Hattâ, bazen acele yazılması gereken eden celî yazıları, Hafız Osman ona yazdırtıp sonra düzeltir ve kendi imzasını atarmış. 1733’de vefat etmiştir.

Abdullah İbrahim Rodosî zade: Hafız Osman’dan Edirne’de yazı öğrenen Edirnelilerdendir. Silsile teşkil edecek talebesi yoktur. Esasen sonradan İstanbul’a gelerek kadılık vazifesinde bulunmuş ve 17O5’de vefat etmiştir.

Yukarıda bahsedilen bu hattatlar, sülüs ve nesih yazılarında ihtisas sahibidirler.
Onlardan yazı öğrenip yeni nesillere öğreten Edirneli hattatlardan mühim olanları ise şöye sıralanır:

Mustafa el Hafız(Çelebi İmam): 1650 de Edirne’de doğmuş ve Yusuf Rumî’den hat sanatını öğrenmiştir. 5o’ye yakın >Kuran-ı Kerim yazdığı kaydedilmiş ancak çok azı bulunabilmiştir. Tespit edilebilen beş öğrencisinden en önemlisi Haffaf zadedir. 1719 yılında vefat etmiştir.

Hüseyin Ahmed (Haffaf zade): 1648’de Edirne’de doğup, Çelebi îmam’dan yazı öğrenmiş ve 25 yaşında icazet almıştır. Aynı zamanda bir musiki üstadı olan Haffaf zâde’nin pek çok talebesi vardır, bunlardan 23’ü bilimekte ve en mühimleri Yesari zade İsmail ile Şeyh zade İbrahim Efendilerdir. Vefatı 1741 yılındadır.

İsmail Ahmed (Tesarî zade): 1708’de Edirne’de doğmuş ve Haffâfzâde’den yazı öğrenip (1139/1726) de icazet almıştır. Çok eser ve talebe bırakanlardandır.

İbrahim bin Mehmed (Şeyh zade): 1699’da doğmuştur. 1747 Haffâfzâde’den yazıp 1714 de izin almıştır. Çok talebe yetiştirenlerdendir. “Çok san’ata hizmet ettim, hattatlık gibi güç sanat görmedim.” Sözü ona aittir.

Ahmed Dede (Şuglî): 1659 yılında doğmuştur. Bir hastalık sonunda elinin ve ayağının birini kullanamaz olmuş iken yazıya başlamış ve 1679 de Kevkep Mehmed Efendiden icazet almıştır. “Edirne Hattatları” arasında önemli yeri olan Şugli’nin sekiz talebesi bilinmektedir. Aynı zaman da Bektaşi şairlerindendir.

Seyyid Mehmed Ali: Doğumu:1677 – Vefatı:1759
“Balaban Paşa İmamı” ismiyle de meşhur olan zât Şuglî Ahmed Dede’den yazarak yirmi yaşında mezun olmuştur.

Mustafa Ali 1698’de doğmuştur. Şuglî Ahmet dedenin talebesidir. Manisa’da kadılık vazifesinde bulunurken vefat etmiştir. “Subhi” mahlasıyla (Lakabıyla) şiirleri de vardır.

Ahmed (Berber-zâde) 1711’de doğmuş ve 1780’de vefat etmiştir. “Balaban Paşa imamı” Mehmed Efendinin talebesi olup, devrinin meşhur hattatlarındandır.

Mehmet İbrahim: Yukarıda bahsedilen İmam zâdenin öğrencilerinden olan bu ikinci İmam zâde, “Muradiye Camii îmamı” namıyla da maruftur. Çok hattat yetiştiren üstatlardandır.

Gönderen 11 Şubat 2008

Kategori : Hat Sanatı Henüz yorum yok

Geri izleme | Yorumlar için RSS

Yorumlarınız

You must be logged in to post a comment.