Hattat Hâfız Osman
Aklâm-ı sittede çığır açmış, müstesnâ şahsiyetlerden biri olan Hâfız Osman 1052/1642’de İstanbul’da dünyâya geldi. Küçük yaşta hıfzını tamamlamış bu sebeple de Hâfız Osman diye anılmış ve meşhur olmuştur.
Yazı öğrenimine Şeyh mektebinin ünlü hattatlarından Büyük Derviş Ali’den aklâm-ı sitteyi meşk ederek başladı. Fakat hocası onu yaşlılığı sebebiyle talebesi Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbî’ye gönderdi. Bir müddet Eyyûbî’nin derslerine devam ederek hat öğrenimini tamamladı ve on sekiz yaşında icâzet aldı. Yazıda elde ettiği bu seviyeyi yeterli bulmayan Hâfız Osman, Şeyh yolunun en kudretli hattatı Nefeszâde İsmâil Efendi’den aklâm-ı sitteyi yeniden meşk ederek Şeyh tavrının inceliklerini öğrendi. Bu arada üslûbuna kaynak olarak aldığı Şeyh murakka’larını tetkikle bilgi ve hünerini geliştirdi. Devrinin kudretli bir hattatı olarak temâyüz etti. Hâfız Osman, ekser mesâîsini yazıya hasrederdi. Hattâ 1083/1672’de Mısır, 1087/1677’de hac yolculuğu esnasında bile melekesini kaybetmemek için fırsat buldukça yazdığı, günümüze ulaşan karalama ve cüz örneklerinden anlaşılmaktadır.
Şöhreti saraya kadar ulaşan Hâfız Osman 1106’da Sultan II. Mustafa ve Şehzâde III. Ahmed’de hüsn-i hat muallimi tâyin edildi. Huzurda yapılan meşkte hacda giyilen ihrama benzer elbise giyer, padişah da üstadının hokkasını tutarak hürmet gösterirdi. Zaman zaman hocasına hayranlığını ifade eden padişah kendisine Diyarbekir veyâ Filibe mansıbı ayrıca kadılık pâyesi vererek maddî destek sağlamıştır. Bir gün ders esnâsında II. Mustafa, “Artık Hâfız Osman gibi hattat bir daha yetişmez” deyince Hâfız Osman, “Sultanımız gibi hocasının hokkasını tutan Sultanlar geldikçe daha nice Hâfız Osmanlar yetişir hünkârım” diyerek istidatların zuhurunda ve yetişmesinde sultanların târihi ve önemli bir rol oynadıklarını ifâde etmiştir.
Hâfız Osman ilk defa sülüs ve nesih hattıyla hilye kompoze etmiştir. Topkapı Sarayı müzesinde altı adet hilyesi vardır.
1110/1698’de vefât eden Hâfız Osman’ın mensûbu olduğu Koca Mustafa Paşa Sümbül Efendi Dergâhı hazîresine defnedildi. İmam Efendi mezarı başında telkin vermek üzere hazırlandığı bir sırada tekkede yatıp kalkan Sipâhî Mehmed Dede adında bir meczûp imama yaklaşarak, “Efendi zahmet çekme merhûmun kârı tamam ve çoktan mahallinden nakl ile ikram a’lây-ı illiyyîni makam eyledi. Hak Teâlâ şefâatini müyesser eyleye” dediği rivâyet edilir. Hâfız Osman’ın “Hüsn-i hattı biz bildik Osman Efendimiz yazdı” sözleriyle Hâfız Osman’ın takdirkârı olan Ağakapılı İsmâil Efendi’nin yazdığı celî-sülüs kabir kitâbesinde “Allâh ü sübhânehû ve teâlâ hattat Hâfız Osman kuluna ve bilcümle mü’min ve mü’minâta rahmet eyleye bi hürmeti sûreti’l-Fâtiha sene (1110) ibâresi vardır.
Gönderen KalemGuzeli 11 Şubat 2008
Kategori : Hat Sanatı Henüz yorum yok
Yorumlarınız
You must be logged in to post a comment.