'ebruname' ile ilgili yazılar
Türk-İslam Sanatları
Eminönü Açıkhava Sanat Merkezine 19.06.2007 ve 15.09.2007
Tarihleri arasında katılan tüm sanatçı arkadaşlarıma saygılarımla,
Bana hoş geldin diyen olmayacağı için kendi kendime hoş geldim,dedim. Bir masa ,bir şövele ve bir mantar pano…şimdi
Yapacağım ebru çalışmaları ile onlara hayat vermek bana düşüyor.
Mustafa Düzgünman’ın Ebru Sanatı hakkında yazdığı şiir;
Ebrudaki görünen şu nukûşâta iyi bak,
Şuunât-ı ilâhîdir sıfatından ayan Hak
Nakş-ı sun’un pertevinden Hubb-u Rahman âşikâr,
Rûyetullah sırrıdır bu müsemmâdır her varak.
Zan etme ki bu eşkâlin hâlikıyız senle ben,
Gafil olup şirke dalma bir fâildir iş gören,
Fırça, çanak, boya, tekne vâsıtadır bilmiş ol,
Hep suver-i ilmiyyedir mezâhirde görünen.
9 ŞUBAT 1920’de İstanbul Üsküdar’da Sultantepe’de doğdu. Babası, aynı semtteki Abdülbâki Efendi ve Aziz Mahmud Hüdâyî Camilerinin imamlığını yapan Saim Efendi’dir. İlk tahsilini tamamladıktan sonra babasının Üsküdar çarşısındaki aktar dükkânında çalışmaya başladı. 1938 yılında, annesinin dayısı hattat Necmeddin Okyay onu, hocalık yaptığı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Türk Tezyinî Sanatları Bölümü’ne kaydettirdi. Burada Necmeddin Okyay’dan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda kabiliyetiyle dikkati çekti, diğer kıymetli hocalardan da faydalandı. Ancak hayat şartları sebebiyle bir müddet sonra okuldan ayrılarak tekrar baba mesleği olan aktarlığa döndü. Vefatına kadar titizlikle sürdürdüğü bu meslekte işinin ehli güvenilir bir esnaf olarak tanındı.