'rumeli' ile ilgili yazılar
Türk-İslam Sanatları
İstanbul fethedilmeden önce de surların haricinde Türkler tarafından bazı çeşmelerin yapıldığı vu bunlardan bir kısmının bu qüne kadar kaldığı bilinmektedir. Anadolu ve Rumeli Hisarlarının (Anadolu Hisarı, Rumeli Hisarı) civarında bulunan ve surların üzerlerindeki çeşmeler bunların delilidir. Osmanlı devrinde İstanbul denince, Haliç’in güneyinde surlar içerisindeki kısım anlaşılmaktadır. İstanbul’un Roma İmparatorluğu zamanında çok muntazam bir su şebekesi ne sahip olduğu bilinmektedir. Çeşitli akınlar ve kuşatmalar sonunda şehir dışındaki isale kanalları tahrip edilmiş, bir kısmı da zelzelelerle yıkılmış. Bizans’ın çökmeye başlaması ile iç şebeke de bakımsızlıktan kullanılamaz hale gelmiştir. Eski isalenin Vize – Pınarhisar tarafından bugün kemer kalıntıları bulunan mıntıkadan geldiği söylenmektedir.
Şumnu ve havalisi Rumeli’nde büyük ve yerli Türk halkı en çok olan bir ilimiz, Kültürümüz noktasından da bütün incelikleriyle bugün de ele alınmağa layık bir yer. Şehir ve varoşları, yakın ve uzak ilçeleri noktasından da önemli. Sonra Şumnu tarihimiz boyunca sıhhî ve idarî teşkilâtı dolayısıyla askerî bir merkez. Kamil Kepecioğlu’nun incelemelerine göre çok zengin vesikalara mâlik bulunuyoruz.Sonra şehrin camileri, mescidleri, tekyeleri, bir kültür merkezimiz olan kütüphanesi; bilhassa üzerlerinde, birer birer eserleriyle birlikte durduğumuz hattatları, müzehhif’leri, mücellidleri ve bunların çarşıları çok geniş bir teşkilata sahip[1]. Rumeli’nde adâletimiz sayesinde altı buçuk asırlık kültürel hayatımızda oraları ne kadar benimsediğimiz ve ihmal etmediğimiz arşiv kayıtlarında en ufak ayrıntılarına kadar yer almıştır. Bunlar her zeman aradığımız nisbette bulunur. Rumeli’nde medeniyetimizin izleri hâlâ vardır. Adetlerimiz, sosyal çalışmalarımız tıbbî ve mistik folklorumuz çok zengindir.