Kalem Güzeli

Türk-İslam Sanatları

İslam Sanatının Üç Başkenti: İstanbul, İsfahan, Delhi


03.jpgParis Louvre Müzesi‘nin ‘İslam Eserleri Koleksiyonu’ndan pek çok nadide eser, şu sıralar müzedeki tadilat sebebiyle İstanbul’a misafir oldu.

Sabancı Müzesi’nde (SSM) açılan ‘Louvre Koleksiyonlarından Başyapıtlarla İslam Sanatının Üç Başkenti: İstanbul, İsfahan, Delhi’ adlı sergide, Osmanlı, İran-Safevi ve Hint-Baburi sanatını yansıtan el yazmalarından saray halılarına, İznik çinilerden minyatürlere, sırlı kaselerden yeşim kılıçlara toplam 218 eser yer alıyor. Müzede dün gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer “Bugüne kadar Louvre Müzesi’nin dışında sergilenmeyen, Osmanlı, Safevi ve Baburi imparatorluklarının en görkemli sanat eserleri, dört ay boyunca ziyaretçilerini bekleyecek. Bu eserlerin aynı sergide görülebilmesi İslam sanatının farklı coğrafyalardaki gelişimini, ortak payda ve farklılıklarını izleyebilmek açısından benzersiz bir fırsat sunacak.” dedi. Louvre Müzesi Başkan Yardımcısı Hervé Barbaret ise, “2000 yılında, Sakıp Sabancı koleksiyonundan hat ve levhaların Louvre’da sergilenmesiyle iki müze arasında başlayan ilişkiler, Paris’te imzaladığımız anlaşmayla farklı bir boyut kazandı. Anlaşma kapsamında gerçekleştirdiğimiz bu ilk sergi, iki büyük kültür kurumu arasındaki güçlü işbirliğinin ilk adımını oluşturuyor.” şeklinde konuştu.

Sergideki eserlerden bazıları;

Louvre Müzesi’nin 2003 yılında kurulan İslam Sanatları Bölümü’nde, üç kıtadan 1300 yıllık eserler bulunuyor. 20 bin eserden oluşan zengin koleksiyon, İslam dininin hâkim olduğu topraklardaki kültürel çeşitliliği yansıtıyor. Bu zengin koleksiyondan İstanbul’a konuk olan eserler, Sabancı Müzesi’nde üç bölüm halinde sunuluyor; Osmanlılar nefti yeşil, Baburiler gülkurusu, Safeviler ise kreme boyanmış kısımda yer alıyor. Türk Telekom’un katkılarıyla açılan sergide dört küratörün emeği var; Dr. Nazan Ölçer, Dr. Filiz Çağman ile Louvre Müzesi’nden Sophie Makariou ve Charlotte Maury. İslam sanatının inceliğini ve zarafetini gösteren bu nadide koleksiyon arasında mercan kırmızısı kâselerden tombaklara, seramiklerden saray dokumalarına, fildişi mahfazalardan şamdanlara pek çok eser dikkatleri celp ediyor. Özellikle ince dokunmuş yekpare halılar serginin ağırlıklı ve en gözde eserlerinden.

Louvre Müzesi’nin koleksiyonunun 20. yüzyılın ilk çeyreğinde başta İstanbul olmak üzere Osmanlı coğrafyasından kaçırılan eserlerle dolu olduğu kulaktan kulağa dolaşır. Ve pek çok eserin müzenin depolarında saklandığı, bir kısmının da sergilendiği söylenir. Louvre Müzesi Başkan Yardımcısı Hervé Barbaret’e bu durumu sorduğumuzda; şaşkın ve kaçamak bir edayla ‘Müzenin deposunda ne olduğunu bilmiyorum.’ dedi. Sergiyi gezen pek çok kimsenin hayıflandığı ortak nokta ise kendi eserlerimizin yabancılar tarafından bize sunulmasıydı. İslam medeniyetinin dört bir yanından toplanan eserler ilk defa Louvre Müzesi’nin dışına çıkıyor. Bu yüzden sanatseverler bunları bir daha göremeyebilir. Ne yapıp edip yolunu Sabancı Müzesi’ne düşürmek isteyenler için son tarih 1 Haziran. (0212 277 22 00)

Musa İğrek – Zaman Gazetesi

Gönderen 19 Şubat 2008

Kategori : Haberler Henüz yorum yok

Geri izleme | Yorumlar için RSS

Yorumlarınız

You must be logged in to post a comment.