'Çeşitli Konular' kategorisi için arşiv
Türk-İslam Sanatları
870-950 yılları arasında yaşamış olan İslam düşünürü. Sistemi Aristoteles mantığına dayanan akılcı bir metafizikten oluşan, Aristoteles’in sistemini Plotinos’un görüşleri yardımıyla, İslam inancı ile uzlaştırmaya çalisan Farabi, Tanrı’nın varoluşunu kanıtlarken, Aristoteles’in akılyürütme çizgisini takip etmiştir. Ona göre, bu dünyadaki nesneler hareket etmekte, değişmektedirler. Dünyadaki nesneler hareketlerini bir ilk Hareket Ettiriciden almak durumundadırlar. Bu ilk Hareket Ettirici ise, Tanrı’dır. Farabi, varlık anlayışında, mümkün ya da olumsal varlıklar adını verdiği nesneler ile Tanrı arasındaki farklılık ve ayrılığı, mümkün varlıkların Tanrı’dan, ilk varlıktan sudur ettiklerini söyleyerek açıklamaya ve temellendirmeye çalisir.
Harezmi dokuzuncu yüzyılda yetişen cebir alanında ilk defa eser yazan Müslüman-Türk matematik, coğrafya ve astronomi alimi. İsmi Muhammed bin Mûsa el-Harezmi, künyesi Ebû Abdullah’tır. Adı Latinceye Alkhorizmi, Fransızcaya Algorithme, İngilizceye ise Augrim şeklinde geçmiştir. 780 (H.164) senesinde Harezm’de doğduğu kabul edilir. 850 (H.236) senesinde Bağdat’ta vefat etti. Üç oğlu olup, hepsi de matematik ilmi üzerinde ciddi çalışmalarıyla tanınır.
Orta Çağda Avrupa’nın tersine İslâm dünyasında ilme çok itibar ediliyor, bilginler saygıyla karşılanıyor ve teşvik görüyorlardı. Ülkede modern hastaneler, sağlık yuvaları ve üniversiteler kurulmuştu. Bu irfan yuvalarına gelen her dilden, dinden, renkten ve bölgeden öğrenciler ücretsiz eğitim ve öğretim görüyorlardı. Batı’da dünya “düz” demeyenler aforoz edilirken, asırların ötesinden Kur’ân dünyanın küre şeklinde olduğunu haber veriyordu. İslâm bilginleri de bunu deney ve gözlemlerle ispat etmiş; çapını ve çevresini ölçmüş; yıldızlar arasındaki mesafeyi hesaplamışlardı. Nice keşifler yaparak çağımız medeniyetinin temellerini atmışlardı. İslâm bilginlerinin eserleri Batı üniversitelerinde asırlarca kaynak eser olmuş, ders kitabı olarak okutulmuştu.