'Çeşitli Konular' kategorisi için arşiv
Türk-İslam Sanatları
Çini; yüzyıllar öncesinden günümüze, hala güzelliğini ve cazibesini yitirmemiş eski (meyen) bir Türk el sanatıdır. Özellikle 15. yüzyıldan sonra Osmanlı sanatının parıldayan çehresini oluşturan çini varoluş macerasıyla da dikkat çekicidir.
Her şey, kuartz madeninin belli oranlarda karıştırıldığı çamuru elde edip ona istenen objelerin şeklinin verilmesiyle başlar.
Kur’an-ı kerimin beyanına göre; yarattığı her şeyi güzel yapan, ilk insanı yaratmaya da çamurdan başladı…kulaklar, gözler, gönüller yarattı.(32/7-8-9)
“Geçmiş zaman olur ki / Hayali cihan değer/ Bir an acı duyar insan belki / Sevmişse biraz eğer /Anlar ki geçenlerin / Rüyaymış hepsi meğer / Rüya olsa bile o günlerin / Hayali cihan değer…” Necip Celal Andel
Dünyadaki hikayemiz ne zaman başladı bilemiyoruz. Ancak, ilk insandan bu yana değişmeyen ve değişmeyecek olan iki kavram: Aile ve hane. İnsan olmayı öğrendiğimiz ve mensubu bulunduğumuz sulbün devamlılığı için gerekenleri devşirip hayat hikâyemize başladığımız ilkokuldan evvelki mektep: aile ve hanedir.
Onun ismini ilk duyduğumda onbeş yaşındaydım. Elimde Necdet Sevinç’in eski gazete yazılarının olduğu bir kitap vardı. Yetmiş neslinden kitap kurdu bir öğretmen ağabey “Bırak bunları artık, bundan sonra baba kitaplar oku. Erol Güngör’ü oku” demişti. İlk defa ismini duymuştum. Hele okuduğum kitabın beğenilmemiş olmasından gelen kızgınlıkla karışık şaşırmıştım. “O kim ?” sualime “sen hele bir kitaplarını oku anlarsın” cevabı başımda kavak yellerinin estiği o çağlarda pekte hoşuma gitmemişti. Ancak, doğuştan gelen merak hislerimin her zaman aklımın ve de inadımın önüne geçmiş olması vaziyeti bunda da kaideyi bozmamış ve günlerce Erol Güngör ismi tanıdık birini arar gibi her yerde onun bir kitabını aramama sebep olmuştu.