'Minyatür Sanatı' kategorisi için arşiv
Türk-İslam Sanatları
Bayanlar ve Baylar,
Bu konuşma, burada, büyük İslâm uygarlığına Türklerin payı üzerine geçen yıl yapmak şerefine ermiş olduğum ve bunda uygarlıkları milletlerin değil, fakat egemen sınıfın yarattığı, onu geliştirdiği ve ona kendi zevk ve kişiliği damgasını vurduğu üzerinde durduğum konuşmanın devamıdır. Hatta, bu konuşmada, göze çarpan örnek olarak Mısır’ın Firavunlar, Yunan -Roma valileri ve İslâm çağlarında yaşadığı birbirinden çok ayrı 3 uygarlıktan söz ettim.
Bir de, komşu hatta akraba olan ve efsanelerde ve tarihte savaşları ya da birleşmeleri dolayısiyle sözleri edilen iki ulusun, İranlılar’la Turanlıların, iki yönde sık sık geçtikleri karışık bir sınırı belirlemenin olanaklı olması ölçüsünde Türklerin ve Türk uluslarının yurtlarını belirlemeye çalıştım.
Tanınmış hattat M. Şevki efendinin (vefatı, 1304/1887) kerimesi oğludur. Pederi Mustafa Enver Bey de Turnuvalı, resim yapan Hacı Mehmed efendinin torunudur.
1915 de Tıp Fakültesine girmiş ve 1921 de mezun olmuştur. Ayrıca, 1916 da yueni açılmış bulunan (Medresetül Hattatin)in, tezhip ve ebru kısmına yazılmıştır. Irsî kabiliyeti ile bu san’atı, müzeler ve kütüphanelerdeki eserler üzerinde de çalışarak ilerletmiş ve 1923 de, eski usul üzere icazet “Diploma” almıştır.
1933 Yılında Afyonkarahisar’da doğdu. İlk ve lise öğrenimini doğduğu ilde tamamladı. 1957 yılında da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nden mezun oldu.
Akademi öğrenim yıllarında ‘Şark Süsleme Atölyesine’ devam ederek hüsn-i hattı Mustafa Halim Özyazıcı’dan, Tezhip minyatürü Muhsin Demironat ve Rikkat Kunt’tan öğrendi., ayrıca Topkapı’da Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in atölyesinde devam etti; Ressam Şeref Akdik, Nezihe Bilgütay ve Hüseyin Tahirzade Bihzad’dan yararlandı. Necmettin Okyay ve oğlu Sacit Okyay’dan ebru, cilt ve kat’ı sanatlarını öğrendi, vatani görevini Askeri Müze’de yaptı; kurulmasında emek verdi, Ankara’da Tabiat Tarihi Müzesi ve Manyas Kuş Cenneti müzelerinin kurulmasında hizmet verdi.