Kalem Güzeli

Türk-İslam Sanatları

'Tarih' kategorisi için arşiv


İslam Bilim Tarihi

7. yüzyılda Araplar büyük bir İslam imparatorluğunun temellerini kurdular. Araplara göre antik bilim çok değerli bir hazineydi. Kuran, özellikle tıbbı Tanrı’ya yakın bir sanat olarak kutsamıştı. Astronomi ve astroloji Tanrı’nm insanlığa buyruğunun anlaşılabilmesini sağlayan yollardan biri olarak görülüyordu. Hint mate-matiğiyle kurulan ilişki ve astronominin gerekleri, geometri ve sayılar üzerine çalışmaların gelişmesine yol açtı. Bu yüzden Eski Yunanlıların yazıları dikkatle tarandı ve Arapçaya çevrildi. 9. yüzyılın sonunda Yunan tıbbı, astronomisi ve astrolojisi yanında Platon’un ve Aristoteles’in felsefe çalışmaları da özümlenmişti. Müslümanlar, bu bilgileri özümlemekle yetinmediler; eleştiri ve yeni buluşlarla birikimlerini artırdılar. Ebubekir Razi, İbn Sina, Cabir, İbn Rüşd ve Birunî gibi bilginler tıptan kimyaya, matematikten astronomiye kadar çeşitli alanlarda özgün buluş ve görüşler geliştirdiler.

Yazının Devamı »

Mesnevi ve Kısa Hikayecilik

Bugün modern edebiyatta “Kısa Hikâyecilik” adı verilen ve günümüzde de çok tutulan bu türün İslâmî Edebiyatta ortaya çıktığına, gelişip genişlediğine dikkatleri çekmek isterim.

Allah kelâmı olan Kur’ân-ı Kerîm’de, kısa hikâye diye adlandırabileceğimiz kıssalar, önemli bir yer tutmaktadır. Araştırıcıların tesbitine göre; bu, kitâbm yani Kur’ân-ı Kerîm’in dörtte üçünü kapsamaktadır. Cenabı Hak, Hz. Muhammed (Salla’llâhu aleyhi ve sellem) vasıtasıyla, insanları Hak Dine davet ederken, bu kıssalarla bir örnekleme yaparak, onların gözü önüne iyiyi ve kötüyü koymakta ve doğru yolu, hakyolunu göstermektedir. Kısa hikâye denebilecek bu kıssalar, bâzan tümüyle, bâzan parça parça, bâzan da bir kelime veya cümle ile anlatılmakta; geçmişte vukûbulan hâdiselere telmihlerde bulunularak, bunlardan ibret alınması istenmektedir. Meselâ : Kur’ân-ı Kerîm’de, Sabrın ve tahammülün sembolü olan Eyüp Peygamberin ve Vefa örneği olan hanımının hikâyesi, Kur’ân-ı Kerîm’de dört yerde; İslâmî edebiyatta özellikle İslâmî Türk Edebiyatında sayıları otuzu aşan Yûsuf – Zelîhâ (Zü-leyhâ) adlı büyük mesnevilerin yazılmasına kaynaklık eden “kıssa” yanî “kıssaların en güzeli” olarak vasıflandırılan (A’hsenü’l-kasas). Çeşitli sûrelerin içine serpiştirilerek onbeş yerde yine İslâmî Türk Edebiyatında, sayıları altı’yı bulan İskender-nâmelerin yazılmasına kaynaklık eden ve onlara ilham kaynağı olan Zülkarneyn kıssası, iki yerde anlatılmaktadır.

Yazının Devamı »

Page 5 of 5
1 3 4 5

« Önceki Sayfa