'küçük ayasofya' ile ilgili yazılar
Türk-İslam Sanatları
Ebru sanatçısı Fuat Başar’a göre, içinde yaşadığımız toplumun gerginliğini atabilmesi, ruh sükûnetine erebilmesi için sanat ile meşgul olmasında büyük fayda var.
Çok değil, on-on beş yıl önce ‘ebru sanatı yapıyorum’ dediğiniz zaman karşınızdakine etraflı bir tarif yapmanız şarttı. Detaylar bir tarafa, suyun üzerine çizilen desenlerin o muhteşem eserlere nasıl dönüştüğünü anlatmak çok da kolay değildi. Artık ebru o kadar yaygınlaştı ki ince işlerine vâkıf olmasak da birçoğumuz bu sanat dalıyla ilgili kaba bilgilere sahibiz. Geçmişten günümüze miras ebru sanatı bir dönem unutulmaya yüz tutsa da şimdilerde sadece Türkiye’de değil, çeşitli ülkelerde de icra ediliyor. Şüphesiz bu sanatın üzerindeki kalın tozları silkeleyip tekrar cana gelmesinde usta isimlerin katkısı büyük.
Ebru sanatının günümüze intikalindeki önemli kişilerden biri Fuat Başar. Mustafa Düzgünman, Hattat Hamid Aytaç gibi ustaların rahle-i tedrisinden geçen Başar, genç yaşta memleketini, tıp eğitimini bırakıp ebrunun büyüsünün peşinden İstanbul’a gelmeseydi, kendini teknenin içine bırakıp bin bir desene yelken açmasaydı, muhakkak Türkiye’de ebru sanatının icrasında bir şeyler eksik kalacaktı. Onun Erzurum’dan İstanbul’a ve hat sanatından ebruya
II. Beyazıd döneminde (1481-1512) Darüssade ağası Hüseyin Ağa tarafından Sergios ve Bakhos Kilisesi’nden cami ve zaviye ye dönüştürülmüştür. Mimari yapısı ve sonradan eklenen tekkesiyle Küçük Ayasofya Cami, İstanbul’un görülmeye değer mekanlarından biridir.