Kalem Güzeli

Türk-İslam Sanatları

'müzayede' ile ilgili yazılar


Emin Barın koleksiyonu müzayedeye çıkıyor

Hattat, cilt sanatçısı ve tasarımcı Emin Barın’ın ailesi, usta sanatçının iki yüz parçadan oluşan muhteşem koleksiyonunu kasım ayında Portakal Müzayede Evi’nde satışa çıkarıyor. Yıllardır bekleyen bu koleksiyonun tümden satın alınıp sergilenmesi ise ailenin en büyük isteği.

‘Bir yazı sevdalısı’ olarak anıldı hattat, cilt sanatçısı ve tasarımcı Emin Barın (1913-1987). Şeyh Hamdullah’tan Ahmed Karahisarî’ye, Hafız Osman’dan Necmeddin Okyay’a, oradan Kâmil Akdik’e uzanan görkemli gelenekten el alarak hat sanatına modern yaklaşımlar getirdi. Sanatçılığının yanında aynı zamanda çok iyi bir koleksiyonerdi. Ferid Edgü, Emin Barın’ın o zengin koleksiyonunu şöyle anlatır: “Onun, hat sanatı koleksiyonu bir sanatçı koleksiyonuydu. Hattatların en güzel yazılarındanen anlamlı yazılarını bir araya getirmişti. Bu koleksiyon başlı başına, sözcüğün her anlamında bir okuldu. Ve bu okul işlevini, uzun yıllar yerine getirdi.”

Emin Barın’ın Çemberlitaş’taki atölyesinde ilk asıldığı gün gibi arzı endam eden birbirinden güzel besmeleler, levhalar, kıt’alar, ayetler, hadis-i şerifler, kelam-ı kibarlar ve beyitler hâlâ ihtişamını koruyor. Sanki atölyenin bir yerinden usta hattat Emin Barın çıkıp da sizinle konuşacakmışçasına her şey çok canlı, lakin bir o kadar sessiz. Usta sanatçının oğlu Tevfik Barın, aile olarak bu sessizliğin bozulmasını istiyor. Çünkü Emin Barın’ın bu muhteşem koleksiyonuna çok az insan ulaşabiliyor. Bu yüzden Barın’ın ailesi 23 Kasım’da Portakal Müzayede Evi’nde, Barın’ın yıllardır bekleyen koleksiyonunu müzayedeye çıkarma kararı aldı.

Yazının Devamı »

Yok Olmak Üzere Olan Sahhaf ve Sahhaflık

Sahhaf ve Sahaflık yok olmak üzere olan bir meslek çağı yakalıyoruz sloganları içerisinde geçmişi yansıtan pek çok değerlerimizi yitirdiğimiz de bir gerçektir. XX. Yüzyılın 2.yarısından sonra sosyo-ekonomik koşulların değişmesi, İstanbul başta olmak Üzere Türkiye’nin hemen her kesiminde kültürel yozlaşmayı da beraberinde getirdi. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak bazı meslekler, uğraşlar ortadan kalktı, onların yerlerini yenileri aldı. Kuşkusuz, bunlardan birisi de sahaflıktır. Eski İstanbul yaşantısında sahaflık kültür merkezi olduğu kadar, bilgi alışverişlerinin de yapıldığı ortamları oluşturuyordu. Sözcük anlamıyla “sahaf’ elden düşme kitap alıp, satan kişidir. Bu isim zamanla halk arasında sahafa dönüşmüştür.

Yazının Devamı »