'yıldız sarayı' ile ilgili yazılar
Türk-İslam Sanatları
Safiye Morçay Gülen’in “Kağıt Bahçesi” adlı katı’ sergisi 21 Mayıs Cuma günü ziyarete açılacak.
İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nin (IRCICA) düzenlediği sergi, 21 Mayıs 2010 Cuma günü saat 18.00’de Yıldız Sarayı, Çit Kasrı’nda sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
60 eserden oluşan sergi 21 Mayıs – 2 Haziran 2010 tarihleri arasında ziyarete açık olacak.
Sözlük anlamı kesmek olan katı’, kağıt ve deri üzerine çizilmiş yazı, motif veya şekillerin oyulup başka bir kağıda yapıştırılması suretiyle gerçekleştirilen bir sanattır. İki bin yıllık bir geçmişi olan kağıt oyma sanatı, uzun işlemler ve ince bir işçilik gerektirmektedir. Osmanlı kitap sanatları arasında özel bir yere sahip olan bu sanatla geçmişte, Osmanlı bahçe zevkini yansıtan eşsiz eserler meydana getirilmiştir. Diğer klasik sanatlarımız gibi en parlak dönemini Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşayan kağıt oymacılığı, 19. yüzyıl başına kadar varlığını sürdürmüştür. Şeyh Muhammed Dost Katı’, Efşancı (Oymacı) Mehmed, Bursalı Fahri, Gazneli Mahmud gibi önemli temsilcileri olan katı’ sanatı, günümüz sanatçıları tarafından yeniden canlandırılmaktadır.
Osmanlı döneminde birçok sedef ustası yetişmiştir. Bunlardan ilk akla gelen ünlü Türk Mimarı ve Sedefkâr Mehmet Ağa 1562 yılında Rumeli’den İstanbul’a getirilmiştir. 1568 yılında öğrenci olarak girdiği neccarlık ve sedefkârlık mesleğini 1588 yılına kadar sürdürmüştür. XIX. yy.da Osmanlı sedef işçiliği gerilerken, yüzyılın sonlarında II. Abdülhamit Yıldız Sarayı’nda bir sedefhane kurmuş ve burada kendisi de sedefli eşyalar yapmıştır. 1912 yılında Sedefkâr Vasıf, Beşiktaş’ta işlettiği sedef atölyesinde, bu güzel sanatı bir süre devam ettirmiştir. Onun öncülüğü ile 1936 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde sedefçilik bölümü açılmıştır. Daha sonra onun ölümüyle bu bölüm kapatılmıştır. Sedefkârî süsleme zaman zaman kayıklarda da kullanılmıştır. İstanbul Deniz Müzesi’nde örnekleri vardır. Bu tür bezemede çeşitli geometrik kompozisyonların yanı sıra, XVIII. yy.dan sonra lale, karanfil gibi çiçek motiflerine ve kıvrık dallara yaygın biçimde yer verilmiştir.