Kalem Güzeli

Türk-İslam Sanatları

Su Kasidesi – Manzum Çeviri


Saçma ey göz, gözyaşımdan gönlümdeki ateşe su
Ki bu denli tutuşan ateşe olmaz çâre su

Su rengi gök kubbenin rengi mi bilemem
Yoksa akan gözyaşlarımın rengi mi bu su

Keskin bakışlarından gönlüm olsa parça parça
Ki zamanla aşındırır parçalar taşı bile su

Vehm ile söyler gönül, ok kirpiklerinin sözünü
İhtiyât ile içer her kimde olsa yara su

Bahçıvan sulamak için gül bahçesini çekmesin zahmet
Bir gül açılmaz yüzün gibi, bin gül bahçesine verse su

Senin yüzüne benzer bir hat çizemez hattat
Kağıda bakmaktan inse gözlerine kara su

Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa ne olur
Boşa değil gül temennisiyle dikene vermek su

Gamlı günümde esirgeme hasta gönlüme bakışlarını
Sevapdır vermek karanlık gecede hastaya su

Gönül! İste ok kirpiklerini, dindir ayrılık hasretimi
Susuzum bir kez bu sahrâda benim için ara su

Zahidler Kevseri arzular, ben senin dudağını
Sarhoşa şarab içmek hoş gelir ayığa su

Senin Ravzana sürekli durmadan akmakta
Âşık olmuş galibâ o hoş yürüyüşlü dosta su

Toprak olup su yolunu çevirsem Ravza’ndan
Çünkü rakîbimdir orası akmasın o yana su

Onun elini öpemeden ölürsem eğer dostlar
Testi yapın toprağımı sunun onunla yâra su

Servi serkeşlik ederse kumrunun niyazına
Gidip kapanıp ayağına düşüp yalvara su

İçmek ister bülbülün kanını meğer bir hile ile
Gül budağının mizacına girip kurtara su

Pak fıtratını aşikar kılmış ehl-i âleme
Tâbi olmuş Ahmed-i Muhtâr’ın yoluna su

İnsanlığın gerçek efendisi seçkin inci deryası
Onun mucizeleri kötülerin ateşine döker su

Kılmak için tâze o nübüvvet gül bahçesini
Mucizendendir ki akıtılmış sert taştan su

Mucizen bir sonsuz derya imiş bu alemde
Yetmiş ondan binlerce âteşperst hanesine su

Hayret ile parmağın ısırır kim işitse bunu
Parmağından verdiğin şiddet günü Ensâr’a su

Dostu yılan zehiri içse olur ona âb-ı hayât
Düşmanı su içse yılan zehrine döner su

Değince damlası, dalgalanır bin rahmet deryası
Abdest almak için serpilince gül yanağa su

Ayağının tozuna varmak için hiç durmadan
Başını taşdan taşa vurup gezer âvâre su

Zerre zerre eşiğinin toprağına ister salmak nûr
Dönmez ol dergâhdan olsa bile paramparça su

Zikri na’tının tekrarını dermân bilir günahkâr
Kimi sarhoş ayılmak için yüzüne serper su

Yâ Habîballah yâ Hayru’l beşer âşıkınım
Yanıp dudağı kurumuşlar ister bir damla su

Sensin o Mirac gecesinde keramet deryası
Feyzinin damlası yetermiş sabit ve seyyara su

Güneşin gözünden her dem feyzin saf suyu iner
Lazım olsa kabrini yenileyen mimâra su

Cehennem korkusu salmış yanık gönlüme gam ateşi
Var ümîdim ihsan bulutundan serpe o nâra su

Seni överek inciye dönmüş Fuzûlî sözleri
Nisan yağmurundan olmuş birer inci su

Mahşer günü gaflet uykusundan uyanıp
Gözyaşına hasret uykusuz göz dökünce su

Ümidim odur ki mahrum olmayım mahşerde
Vuslat çeşmesinden vere susamış bana su

Manzum Çeviri: Osman GERÇEK

Teşekkür: Yazıyı sitemie gönderdiği için Osman GERÇEK’e teşekkür ederiz.

Gönderen 16 Şubat 2008

Kategori : Edebiyat Henüz yorum yok

Geri izleme | Yorumlar için RSS

Yorumlarınız

You must be logged in to post a comment.